İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Erakçi, ABD Başkanı’nın, siyonist rejimin İran’a yönelik saldırgan eylemlerinin başlatılmasında ülkesinin yönlendirici rolünü itiraf etmesine ilişkin olarak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Güvenlik Konseyi Başkanı Michael Imran Kanu’ya bir mektup göndererek, bu ifadeleri şiddetle kınadı ve faillerin adalete teslim edilmesini talep etti.
Mektubun tam metni şu şekildedir:
“Sayın Genel Sekreter,
Daha önce tarafımdan 13 Haziran 2025 tarihli S/2025/379, 22 Haziran 2025 tarihli S/2025/405 ve 28 Haziran 2025 tarihli S/2025/429 sayılı mektuplara atıfla, 13–24 Haziran 2025 tarihleri arasında ABD ve İsrail rejiminin İran’a karşı gerçekleştirdiği açık saldırgan eylemler hakkında yazmıştım. Bu kez, ABD Başkanı’nın ülkesinin İsrail rejiminin İran’a yönelik saldırgan eylemlerindeki yönlendirici rolünü itiraf eden son açıklamalarına dikkatinizi çekmek isterim.
6 Kasım 2025 tarihinde ABD Başkanı şöyle demiştir: “İsrail önce (İran’a) saldırdı. O saldırı çok, çok güçlüydü. Bunun tamamen sorumlusu bendim.”
Uluslararası hukuk uyarınca bu ifadeler, ABD’nin söz konusu yasadışı eylemleri doğrudan yönlendirdiği ve kontrol ettiğinin açık bir kanıtıdır.
Daha önce de belirtildiği üzere, İsrail rejimi ve ABD’nin bu saldırgan eylemleri İran İslam Cumhuriyeti’nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne karşı işlenmiş olup, BM Şartı’nın 2. maddesinin 4. fıkrasının açık ihlalidir. Bu eylemler; sivillere ve sivil hedeflere yönelik saldırıları, uluslararası hukuk ve insancıl hukuk ilkelerine tamamen aykırı biçimde gerçekleştirilmiş olup, bin 100’den fazla masum insanın şehit olmasına ve çok sayıda kişinin yaralanmasına yol açmıştır.
Ayrıca, sivil altyapılara, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) denetimi altındaki İran’ın barışçıl nükleer tesislerine yönelik kör saldırılar, BM Şartı’nın, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) gözden geçirme konferanslarının sonuç belgelerinin, UAEA kararlarının (özellikle 444 ve 533 sayılı kararlar) ve 1981 tarihli Güvenlik Konseyi’nin 487 sayılı kararının açık ihlalidir. Dolayısıyla bu ihlallerin uluslararası sorumluluğu yalnızca İsrail rejimine değil, onu yönlendiren ve kontrol eden ABD’ye de aittir.
Bu çerçevede, ABD, İran’a ve İran vatandaşlarına verilen tüm maddi ve manevi zararları tamamen tazmin etmekle yükümlüdür. Tazmin yükümlülüğü, eski durumun iadesini ve uluslararası hukukta yerleşik tazminat ilkelerine göre zararların ödenmesini kapsamaktadır.
Ayrıca, söz konusu itiraf, ABD Başkanı’nın kişisel cezai sorumluluğunu ve uluslararası insancıl hukukun ağır ihlallerine karışmış diğer tüm ABD’li yetkililerin sorumluluğunu da doğurur. Bu ihlaller arasında şunlar yer almaktadır:
Saldırı suçu, Sivillere (kadınlar, çocuklar, bilim insanları, akademisyenler, gazeteciler ve mahkûmlar dahil) yönelik kasıtlı saldırılar, Çatışma alanı dışında üst düzey İran askeri yetkililerinin hedef alınması, Hastaneler, ambulanslar, İran Radyo-Televizyon Kurumu, bir cezaevi ve enerji altyapıları (barışçıl nükleer tesisler dâhil) gibi sivil hedeflere yönelik kasıtlı saldırılar.
Elbette bu durum, savaş suçlarını planlayan, emreden, işleyen veya bu suçlara yardım eden tüm İsrailli yetkililerin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Bu doğrultuda, İran İslam Cumhuriyeti, devletlerin ve bireylerin sorumluluklarının tespit edilmesi ve uğranılan zararlar için tazminat alınması amacıyla mevcut tüm hukuki yolları kullanma konusundaki meşru ve tartışılmaz hakkını saklı tutmaktadır.
İran İslam Cumhuriyeti, BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi’nden, uluslararası barış ve güvenliğin korunması yönündeki sorumlulukları çerçevesinde, ABD ve İsrail rejiminin bu ağır ihlallerden dolayı hesap vermesini sağlamak ve faillerin adalete teslim edilmesi için gerekli tedbirleri almalarını ciddi biçimde talep etmektedir."
yorumunuz